Teşvikiye Mah. Poyracık Sok. No: 61 Kat: 2 Daire: 3 Nişantaşı Şişli/İstanbul

+90 (212) 247 41 47

Sıkça Sorulan Sorular

  • Ortodontik tedavi her yaşta uygulanabilir. Ancak, iskeletsel bir sorun varsa, ergenlik döneminin sonuna kadar bu bozuklukların tedavisi ortopedik tedavi yaklaşımları ile düzeltilebilir. Yetişkin dönemde ise bu tarz iskeletsel sorunlar, ortognatik cerrahi operasyonlar ile beraber yürütülen ortodontik tedavi ile düzeltilebilir. Günümüzde estetik, görünmeyen teller (şeffaf braketler) , dişlerin arkasına takılan teller (Lingual teknik) ve şeffaf kalıplarla (Invisalign) dişler düzeltilebilmekte.

  • Süt dişlerinde oluşan büyük çürükler ve erken süt dişi kayıpları, daha arkada bulunan dişlerin bu boşluklara doğru hareketi sonucu çapraşıklıklara ve daimi dişlerin süremeyerek gömük kalmalarına neden olabilir. Bu nedenle, süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalmaları oldukça önemlidir. Bunun dışında, bebeklik döneminde hatalı biberon ve yalancı emzik kullanımı,  çocukluk dönemindeki parmak emme, dudak emme, dil itimi ve ağızdan solunum gibi kötü alışkanlıklar da ortodontik sorunlara yol açabilmektedir. Ağızdan solunum durumunda burun solunumunu önleyen sorunlar varsa, bunları gidermeye yönelik olarak kulak-burun-boğaz uzmanlarıyla ortak çalışılmalıdır.

  • Ortodontik tedavi bittikten sonra bir sure pekiştirme apareylerinin kullanılması gerekmektedir. Ayrıca modern ortodontide kullandığımız dişin arka tarafına yapıştırılan ve daimi sure ile ağızda kalan lingual retainerlar tedavinin geri dönmemesi için çok etkili bir yöntemdir.

  • AAO (American Association of Orthodontics) çocukların 7 yaşını geçmeden ortodontik kontrolden geçmelerini tavsiye etmektedir. Bu yaşlarda ortodontist/ortodonti uzmanı, henüz çocuğun ağzında süt dişleri varken çene ve diş gelişimindeki problemleri yakalayabilir. Anormal durumun erken tespit edilmesi önemlidir çünkü bazı ortodontik problemler erkenden teşhis edildiğinde tedavisi de çok daha kolay olmaktadır. Gelecekte komplike ve maliyetli tedavi olma olasılığı azalabilir. Pek çok ortodontik hastanın aktif tedavisi 9-14 yaşları arasında başlar. İskeletsel bozukluklar çocuğun büyüme dönemi bitmeden çözülebilir.

  • Braketlerin takılmasının ardından ilk bir kaç gün yemek yemek eskiden olduğundan daha zordur. Çiğneme hareketi ağrılı olabilir. Dişlerde bu hassasiyet varken çok fazla çiğneme gerektirmeyen yumuşak gıdalar önerilir. Dondurma, yoğurt, puding, çorba, haşlanmış patates, muz, yumuşak peynirler, yumuşak kekler, süt gibi gıdalar konforlu çiğneme için tavsiye edilir. Sadece braketlerin takıldığı ilk seans sonrası değil, braketler ağızda olduğu sürece ortodonti hastası diyetine dikkat etmelidir.. Aksi halde braket kırığı meydana gelecek ve bu da tedavi süresinin uzamasına sebep olacaktır.

    Tedavi süresince uzak durulması gereken yiyecekler:
    – Çıtır ve gevrek yiyecekler: Patlamış mısır, buz, cips vs.
    – Yapışkan gıdalar: karamel, sakız vs.
    – Sert besinler: fındık, şekerleme vs.
    – Isırılarak tüketilen yiyecekler: elma, erik, havuç, dürüm vs.

    Ayrıca yemek dışında sert olan herhangi bir cismi (kalem arkası, tırnaklar) ısırmak da braketlere zarar verecektir.

  • Ortodontik tedavi sırasında dişler ekstra bakıma ihtiyaç duyarlar. Yemek artıkları braketler, teller, bantlar ve diğer apareyler üzerinde birikir ve bu yüzden temizliği daha zordur. Bu dönemde diş çürüklerinin ve diş eti hastalıklarının önlenmesinin tek yolu, her ana öğün ve atıştırma sonrası diş fırçalamaktır.

    Ortodontik tedavi sırasında ağız hijyenin sağlanması için yapılabilecek işlemler şunlardır:

    • Her öğün ve atıştırma sonrası diş fırçalamalı.
    • Sıkışmış besin artıkları çıkarmak için her gün diş ipi kullanılmalı.
    • Ağız içindeki bakterileri azaltmak için her yemek sonrası gargara kullanılmalı.
    • Floridli diş macunu ve yumuşak kıllı diş fırçası kullanılmalı.
    • Diş arası fırçası kullanılmalı.
    • Tedavi boyunca genel diş hekimiyle rutin kontrollere devam edilmeli.
  • Diş beyazlatma (bleaching) işlemi, dişin en üst tabakası olan mine tabakasının gözle görülmeyen gözenekli yapısına yerleşmiş olan renkli maddelerin, özel içerikli diş beyazlatma jelleri ile temizlenmesi işlemidir.

  • Hayır değildir. Diş temizliği(detertraj)  dişin üzerinde ve aralarında birikmiş olan diş taşı ve lekelerin temizlenmesi işlemidir. Yani diş taşı temizliği(detertraj) yapılmış diş temiz fakat sarı renkli olabilir. Diş  beyazlatma işlemi ise  dişin temiz ve lekesiz halindeki ana renginin açılması işlemidir. Diş beyazlatma işlemi ile bu temiz ve sarı dişler beyaz hale getirilmektedir.

  • Klinigimizde dişler diş taşı ve lekelerinden arındırıldıktan sonra laser  ışık kaynağı (Led, lazer) yardımıyla beyazlatılmaktadır.  İşlemin devamlılığı  hastalarımız için özel olarak hazırladığımız plakları kullanarak kendilerine verdiğimiz ev tipi özel beyazlatma ajanlarını  evde kendileri uygulayarak sağlayabilirler.

  • Diş beyazlatma işleminin geçici 1-2 günlük hassasiyet sorunu dışında kanıtlanmış herhangi bir zararı yoktur.

  • Diş beyazlatma işleminde elde edilen sonuç iki yıla kadar aynı kalabilir. Şayet fazla miktarda çay, kahve, kırmızı şarap, sigara kullanımı ve yetersiz bakım varsa renk daha kısa sürede geri gelecektir.

  • Sigara içen kişilere diş beyazlatma işlemi guvenle yapılabilir ancak elde edilen rengin kalıcılığı diğer beyazlatma hastalarına göre daha kısa olacaktır.

  • Diş beyazlatma işlemi dişlerde kalıcı bir hasara, ağrıya sebep olmaz .İşlem sırasında ve sonraki 1-2 gün geçici bir hassasiyet olabilir.

  • Diş beyazlatma işlemi dişlere herhangi bir zarar vermez. Beyazlatma işlemi porselen kronların(kaplamaların) rengine hiçbir etkisi olmadığından kronların üzerine zaten uygulanmaz. Dolgular ise dişin sadece belli bir kısmında yer aldığından kalan diş dokusu beyazlarken dolguların rengi sabit kalacaktır. Bu yüzden beyazlatma işlemi sonrası dolgular yeni renk ile uyumlu olmaları açısından rötuşlanabilir.

  • Bu tür dişler internal bleaching dediğimiz yöntemle tek başlarına beyazlatılır. Burada önemli olan kanal tedavisinin mükemmel olması ve dişte hiç çürük dokunun kalmamış olmasıdır Bu yüzden bazen içten beyazlatma işlemi yapmadan önce sızdırmazlığın sağlanması için önce kanal tedavisinin tekrardan yapılması gerekebilir.

  • Diş beyazlatma jelinin içeriğine alerjisi olan bireyler ve ağzını uzun süre açık tutamayan ciddi TME sorunu olan hastalar dışında herkese beyazlatma işlemi uygulanabilir. Bazı diş dokuları beyazlatma işlemine elverişsiz olduğundan hekim tarafından beyazlatma işlemi yapılmayabilir.

  • Dişler iki yöntemle beyazlatılabilir:

    • Diş hekiminin klinikte uyguladığı profesyonel jel tedavisi (ofis tipi diş beyazlatma)
    • Hastanın, hekim önerileri doğrultusunda, kendisine özel şeffaf kalıplar içinde jeli uygulaması (ev tipi diş beyazlatma).

    En iyi sonuç ve uzun süreli kalıcılık için birer hafta arayla yapılan 2-3 seanslık ofis tipi diş beyazlatmayı 10-12 günlük ev tipi beyazlatma takip etmelidir.

  • İlk diş hekimi muayenesi çocuğunuzun ilk süt dişleri çıktıktan sonraki 6 ay içinde yapılmalıdır. The American Academy of Pediatric Dentistry (AAPD), American Dental Association (ADA) ve World Health Organization (WHO) da ilk diş muayenesinin 6 ay – 1 yaş arasında yapılmasını önermektedir.

    İlk diş muayenesinde çocuğunuzun dişlerinin yapısının değerlendirilmesinin yanı sıra hekiminiz ağız hijyenini nasıl sağlayacağınız ve beslenmede nelere dikkat etmeniz gerektiği hakkında da bilgiler verecektir.

  • İdeal olan, özellikle planlı hamileliklerde, olası enfeksiyon riskleri ve tedaviye ihtiyacı olan dişlerin teşhis ve tedavisinin  önceden yapılmasıdır.. Ancak bunun mümkün olmadığı durumlarda  hamilelik sırasında önleyici diş temizliği ve yıllık muayeneler sadece güvenli olmakla kalmaz aynı zamanda tavsiye edilmektedir (American Dental Association, American Pregnancy Association).

  • Koruyucu diş hekimliğinin yapıtaşlarını fissür örtücüler ve flor uygulamaları oluşturmaktadır.

    Flor dişin minesinin yapısına katılarak dişin yapısal olarak daha güçlü ve çürüklere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Dişlerin ağız ortamına çıkmaya başladığı ilk 4 yıl, dişlerin mineleri olgunlaşmadığından, çürüklere karşı dayanıksızdır ve flor uygulamaları ile yapıları daha güçlü hale getirebilirler.

  • Flor uygulamasından sonra 30-60 dakika kadar çocuğunuz bir şey yiyip içmemelidir. Flor vernik uygulaması yapıldı ise uygulamanın yapıldığı akşam dişlerini fırçalamamalıdır, ertesi gün sabahtan itibaren tekrar düzenli fırçalama işlemine başlanmalıdır.

  • Flor vernik uygulamasında flor dişlere sürüldükten hemen sonra tükürükle temas ederek sertleşir, bu nedenle yutulum ve florür intoksikasyon riski yok denecek kadar azdır. Bu nedenle 6 yaş altındaki çocuklarda dahi güvenle kullanılabilmektedir.

  • Özellikle çocuklarda yeni sürmüş olan dişlerin mineleri olgunlaşmadığından, yeni sürmüş dişler çürüğe karşı daha yatkındır. Bu nedenle erken yaşta dişin en dirençsiz olduğu bu dönemde dişleri fissür örtücü gibi kısa ve basit bir uygulama ile korumak, ileride oluşabilecek çürük ve dolgu işlemlerine ihtiyacı Büyük oranda azaltacak veya ortadan kaldıracaktır.

  • Fissür örtücü uygulaması kolay, ağrısız ve ortalama 5 dk süren bir uygulamadır. Bu nedenle diş hekimiyle ilk defa tanısan çocuklarda uygulandığında çocuğun diş hekiminden korkmamasını ve diğer tedavilerinin rahatlıkla yapılmasını sağlamasına da yardımcı olur.

  • Fissür örtücüler yüksek çürük riski grubundaki süt dişlerine veya yetişkinlerin daimi dişlerine dahi uygulanabilmektedir.

  • Aft çıkması için, ağız içini kaplayan mukozanın florasının değişmesi gerekir. Immun sistemin zayıflayıp, vücut direncinin düşmesi, yetersiz beslenme, çok fazla UV ısınlara maruz kalma, dudak, yanak ısırma, sert gıdalar, diş fırçası baskısı gibi bir çok faktör aft çıkmasını tetikleyebilir..

  • Aft ;  çok ağrılı ve yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir hastalık olsa da kötü huylu, tümoral  bir hastalık değildir.

  • Aft’lar genellikle büyüklüğü ile doğru orantılı olarak değişik sürelerde kendiliklerinden geçse de bu süreç çok ağrılıdır. Kliniğimizde uyguladığımız lazer tedavisi ile bu sureyi hem kısaltabilir, hem de daha konforlu geçirebilirsiniz..

  • Aft ile ilgili rahatsızlıkların çok görüldüğü durumlarda diş doktorunuza danışmanız uygun olacaktır.

Web sitemiz, çoğunlukla 3. taraf hizmetlerinden gelen çerezleri kullanır. Çerez kullanımımızı kabul edin.